Geçenlerde evimize taktırdığımız yeni uydu bağlantısı için yeni bir uydu alıcı arayışımız Türkiye’deki markaların pazarlama ve servis anlayışını ortaya koyması açısından acı bir tecrübe oldu. En iyi diye pazarlanan markaların durumu bile hiç iç açıcı değildi.

Öncelikle aldığım Sunny marka uydu alıcının kutusundan kullanılmış üzeri çiziklerle dolu bir cihaz çıktı. Uydu bağlantısını yapan eleman test amaçlı olarak bu cihazı kullanmak zorunda kaldığında cihazın bazı kanallarda kilitlenmelere sebep olduğunu gördük. Bu cihazı aldığımız firma ile irtibata geçip yeni alınan bir cihazın kutusundan nasıl olurda kullanılmış ve büyük bir ihtimalle başka bir kullanıcıda sorun olduğu için alınıp tamir edilmiş cihaz çıkabileceğini sorduğumda bunun normal birşey olduğunu duyunca bu cihazı geri vermeye karar verdim. Sunny firmasının web sayfasından yaptığımı şikayet standard bir cevapla geri döndü. Müşterinin ilettiği şikayetle ilgilenecek bu ayıbı ortadan kaldıracak bir prosedür veya sistem olmadığı böylece anlaşılmış oldu. Bu firma aldığı tüm kalite belgelerini yok sayan bir anlayışa sahipti veya biz böyle tecrübe ediyorduk.

Piyasada en iyi cihaz hangisi diye araştırmaya koyuldum ve internet üzerinden doğru dürüst ne bir inceleme veya nede bir karşılaştırma bilgisine ulaştım. Forumlarda Türkçe’yi katleden bir tarzda yarı argo terimlerle ona dokunma , o şöyle , ne diyon kardaş gibi yazışmaları görünce üzülerek arayışa devam ettim.

Nextstar ürününün en iyisi olduğu söylenince bir bayiden Mini HD uydu alıcısı almaya karar verdim. Ürünü alıp  eve vardığımda cihazın çalışmadığını görmek moralimi iyice bozdu. En iyi olduğu söylenen cihaz kutusundan çıkarılıp kullanıldığında çalışmıyordu. Süratle alınan bayiye döndüm ve Türkiye’nin en iyi cihazında bu durumun nasıl olabileceğini sordum. Zavallı esnaf mahçup bir durumda size bunun yerine şunu verelim bunu deneyin bir tarzda yaklaşım gösterince ve vereceği cihazında çalışıp çalışmayacağında emin olmayınca cihazı iade etmekle sonuçlanan bir süreç daha yaşadık.

Bir başka bayiden ürünü almak için Nextstar firmasını aradığımda oturduğumuz semtte hangi bayi olduğu bilgisini dahi veremediler. Firma bu ürünü kimlerin sattığını bilmiyordu. Ümraniyede bir ana bayinin telefonu verildi bu bayi arandığında aynı şekilde koskoca Kadıköyde(Anadoluda bir il büyüklüğündeki ilçe) sadece Feneryolunda bir bayinin olduğu bilgisi verilince kendi yöntemlerimle evime yakın bir noktada ürünü bulmaya devam etmek zorunda kaldım.

Yıllardır tanıdığımız elektrikçi Ziya Beyden Erenköy veya Göztepe semtinde uydu alıcı satan birilerini tanıyıp tanımadığını sorduğumda Kozyatağı Atatürk caddesinde bir dükkana yönlendirdi. Buradan telefonla ürünün stokta olup olmadığını öğrendikten sonra cihazı almak üzere yola koyuldum. Dükkanda cihazı kutusundan açıp çıkardığımızda uzaktan kumandası ve sensörü kullanılmış olduğu göze çarptığı halde cihazı bulduğumuza şükrederek satın aldım. Üstelik kutudan garanti belgeside çıkmadı. Dükkan sahibinin yaklaşımı en azından sorunlara çözüm bulan bir anlayışa sahip diyerek cihazı satın alıp eve geldiğimizde cihaz takıldığında yine çalışmadı. İki dükkandan alınan cihazında çalışmaması çok tuhaftı ve bu cihazlar Türkiye’nin en iyisi olarak pazarlanan Nextstar firmasına aitti. Bu işte bir terslik vardı. Dükkanı aradığımda bir teknik elemanı göndereceğini söyledi ve gerçektende onbeş dakika sonra birisi geldi. Gelen kişi HDMI bağlantısını yapamadığımızı zannederek işe koyuldu fakat cihaz cevap vermiyordu. Kendisini 100 TL daha ucuza aldığım Sunny marka alıcıyı takarak televizyonun HDMI portunun arızalı olmadığına ancak inandırabildim.

Dükkan sahibi ile yapılan telefon görüşmesinde kendisi BOTECH diye bir ürün tavsiye etti. Fiyatı daha uygundu bu cihazla değişim yapılabileceği belirtti. Geçici olarak bu ürünü alıp denemeyi ve aldığımız ürünün geri verilerek servise gönderilmesi konusunda mutabık kaldık. Hüsranla sonuçlanan bu denemeden sonra ilk aldığımız uydu alıcıyı tekrar takarak hanımın sürekli izlediği diziyi seyretmesine olanak sağladık.

Ertesi günü dükkana Nextstar Mini HD uydu alıcıyı götürdüğümde bir diğer bayiden cihaza yeni yazılım yüklenince sorunun çözülebileceği hakkında bilgi aldıklarını belirterek hem yazılımı yüklediler ve hemde yeni bir BOTECH uydu alıcı vererek eğer çalışmazsa bunu denememizi söylediler. Şimdi elimde en azından iki yeni seçenek vardı ve çalışma ihtimali yüksek bir şekilde dükkandan ayrıldım.

Evde önce Nextstar uydu alıcıyı denedim ve hemen çalıştığını görünce gerçekten yazılım güncellemenin sorunu çözdüğünü görmüş olduk ve sevindik. En azından ikinci kez aynı cihazı iade etmek zahmetinden kurtulduğumuza sevinerek uydu ayarlarını yaptık ve izlemeye başladık.

Buraya kadar anlattığım olayda en önemli olan ve beni üzen şey Türk üreticilerin mal sunma şekli ve servisin düşük kalitesi oldu. Bu macerada ana başlıklar olarak tespitlerim şöyle oldu diyebilirim:

1.  Alınan yeni bir kutudan çalışmayan cihaz çıkması ürün piyasaya sürülmeden test prosedürlerinin layıkıyla uygulanmadığını gösteriyordu.
2. Alınan yeni bir kutudan kullanılmış cihaz çıkması ise müşteriyi enayi yerine koyan bir yaklaşımı sergiliyordu ve etik olarak ta çok üzücü bir durumdu.
3. Nextstar firması arandığında ürünlerinin nerede satıldığı hakkında bir bilgi yoktu sadece ana bayileri biliyorlardı.
4. Bir bayi 320 TL, bir bayi 275 TL, bir bayi 250TL ve bir diğer bayide 216 TL fiyat vermesi ürünün fiyatının bayiler veya satıcılar tarafından hava durumuna göre belirlendiğinin bir göstergesiydi(hemde en iyi olduğu söylenen firmanın ürünü için).
5. Aldığınız cihaz çalışmadığında başvurabileceğiniz bir mobil acil servis hizmeti yoktu.
6. Alınan cihazın içinden eksik malzeme veya kullanılmış malzeme çıkması ürün hattında çok önemli bir kalite sorunu olduğunu ortaya koyuyordu.
7. Cihazların içinden çıkan mini el kitapçıklarında örnek ekranlar simsiyah fotokopi olduğu için anlaşılması zor ve karınca duası gibi yazılmış açıklamalar içeriyordu.
8. Gelişen ve büyüyen firmalarımız kalite standardını tutturmakta sıkıntı çekiyorlar ve talep patlaması yaşandığında süreci herhalde yönetemiyorlardı. Eğer yönetebilselerdi bu yazılan durumların hiçbirisi oluşmayıp bende bu yazıyı yazmak ve herkesle paylaşmak zorunda kalmayacaktım.

Yazık çok yazık,asıl olarak işler büyüyünce ve bir marka olduğunuzda o ürünün hakkını verecek kalite anlayışını ve detaycılığı ortaya koymayı beceremiyoruz. Çok çabuk sıkılıp, bunalıyoruz. Prosedürlere uymak bize zor geliyor. Japonların Kaizen kalite anlayışı işçilerin işlerine konsantre olmalarını, kahve molalarında satranç oynamayı, işverenin verdiği tatil süresinden önce koşarak işe dönmeyi, yapılan buluşların %99 unun Mühendisler tarafından değilde sahadaki uzmanlaşmış işçiler tarafından ortaya atılmasını sağlıyor.

Biz bu ufak detaylarda gizli başarıyı yakalamayı beceremiyoruz, umarım gelecek nesiller bu hatayı sürdürmezler. Bir başarı yakalandıktan sonra dağılıyoruz. Dünya üçüncüsü olan Milli Takımdan dönen futbolcuların performansındaki inanılmaz düşüş veya UEFA ve Super Kupa sahibi Galatasaray’ın o süreçten sonra darmadağın olması başka neyle izah edilebilirki……