Selahattin Esim

Selahattin Esim

Kafkasların Parlayan Yıldızı Azerbaycan

| 0 comments

2016 yılında Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçılar Birliği olarak Azerbaycan’a Yazılım İhracat Heyeti düzenlemiştik. O dönemki Büyükelçimiz Sayın Erkan Özoral’ın önemli desteği ile bu heyeti sektörün önde gelen 12 firması ile gerçekleştirdik. ASK,  AZ Promo ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı’nın bu çalışmada önemli desteği bu heyetin gerçekleşmesinde rol oynamıştı. TET olarak düzenlediğimiz 2 ABD ve Almanya Yazılım İhracat Heyetlerinden sonra yüzümüzü ilk olarak döndüğümüz ülkenin Azerbaycan olması aslında tesadüf değildi. Heyet tanıtım başlığındaki Investment Mission vurgusu aslında heyetin ana amacının sadece bir şeyler satmak olmadığını ve yatırım yapmak istediğimizi vurgulayan stratejimizin kilit hedefiydi.

Şimdi dönüp baktığımda bu heyetin açılış konuşmasında Sayın Büyükelçimizin vurguladığı gibi biz Azerbaycan’ı Kafkaslara ve Rusça konuşan coğrafyaya bir açılım kapısı olarak gördüğümüzü beyan etmiştik. Bazen erken safhada söyledikleriniz ve yaptığınız atılımlar yıllar sonra yerini buluyor veya meyvesini veriyor. Aynen bundan sekiz yıl önce sektör olarak Türkiye’nin yazılım ihracat potansiyelini 15 Milyar dolar olarak öngördüğümüzü beyan etmek gibi. O zaman çok eleştirilen bu öngörünün arkasında bu ülkenin gençlerine olan inancın bir tezahürü yatıyordu, açıkçası onlarla gurur duyuyoruz.


T.C. Bakü Büyükelçimiz Sayın Erkan Özoral’ın açılış konuşması. “Azerbaycan Kafkasların Parlayan Yıldızıdır”

Azerbaycan Yazılım İhracat Heyetinin Başkanı olarak açılış konuşma metnimden bazı bölümleri burada paylaşmak isterim

Bilgi ve birikimlerimizi daha etkili kullanmak için gerçekleştirdiğimiz bu ziyaretimizde uzun soluklu işbirlikleri gerçekleştirmek istiyoruz. Orta vadede öngördüğümüz ICT sektöründe İstanbul’un inovasyon merkezi olmasını ve Azerbaycan’ın Rusça konuşan coğrafyada oldukça büyük pazar potansiyeline sahip olmasını aynı paydada birleştirerek iki ülkenin Dünya ICT pazarından daha fazla pay almasını hedefliyoruz. Bu hedefimizi gerçekleştirmek için Azerbaycan ile birlikte ticaret, yatırım, inovatif faaliyetler gerçekleştirerek Rusya, Belarus, Başkurtistan ,Özbekistan,Kazakistan, Türkmenistan, İran, Kırgızistan gibi Hazar ve Kafkas Bölgesi’ndeki ülkelerde işbirliği olanaklarını değerlendirebiliriz.

Azerbaycan’da Post Neft Era olarak adlandırdığımız dönemde Yazılım ve Bilişim İhracatını arttırmak için işbirlikleri oluşturmak stratejik önem verdiğimiz bir hedeftir. Azerbaycan’ın teknolojiye olan yatkınlığı ve inovasyon yeteneği ile bu ülkede oluşturacağımız model projeleri az önce bahsini ettiğim coğrafyada rahatlıkla hayata geçirme şansına sahip olduğumuzu biliyoruz.”

Son dönemde yaptığım Azerbaycan ziyaretlerinde ülkelerimiz arasındaki dayanışmanın ve işbirliğinin memnuniyet verici düzeyde ilerlediğini görmek açıkçası bizi mutlu ediyor. Azerbaycan’ın genç nüfusu eğer doğru yönlendirilirse bilişim sektöründe Türkiye’nin tecrübelerinden faydalanarak ekonomisine çarpan etkisi ile girdi sağlama potansiyeline sahip. Bizim bilgi ve birikimlerimizden faydalanmak süreçlerin daha da hızlı ilerlemesini sağlayabilir.

Azerbaycan’da ülkenin siyasetini belirleyen vizyoner kardeşlerimizin olduğunu yakından bilen birisi olarak 1 Ocak 2023 tarihinden itibaren bilişim sektörüne sağlanan sıfır vergi başta olmak üzere önemli kanunların Milli Meclisten geçmiş olmasından dolayı emeği geçenleri kutlamak istiyorum. Bu kanunla Azerbaycan’a yatırım yapma süreci mutlaka hızlanacaktır.  Özellikle yabancı personelin çalışması için çalışma izni ve devlet sigortası yani bizdeki SGK primlerinin ödenmesi mecburiyeti de kaldırılmış bulunuyor. Bizim Türkiye’de yıllardır önerdiğimiz fakat bir türlü gerçekleşmeyen şekilde mutlaka fiziki olarak bir teknopark içinde ofis bulundurma mecburiyetinin kalkması Azerbaycan için çok önemli bir gelişmedir. Pandemi sürecinde evden çalışma olanaklarının artması bilişim firmalarının mutlaka bir ofiste yerleşik olarak çalışmasının ve bu maliyetlere katlanmanın  şart olmadığını tüm dünyaya göstermiştir. Özellikle yazılım firmaları için etrafı çitlerle çevrilmiş teknopark modelinin ve ofis gelirlerinin bir rant olması döneminin artık  modası geçmiş bir yöntem olduğunu düşünebiliriz. Tabii fiziki üretim yapan firmaları bunun dışında tutmamız gerekir.

Azerbaycan Heyetimiz esnasında basına verdiğim röportajda bu gelişmeyi destekleyen bir strateji belirlediğimizi ve Azerbaycan’a yatırım yapılarak birlikte teknoloji geliştirmenin önemine aşağıdaki basında çıkan beyanımda olduğu gibi değinmiştim:

“İstanbul’un gelecek 25 yılda bu coğrafyada ticaret, finans ve inovasyon merkezi olacağına inanıdıklarını söyleyen Esim, Bakü’de yapacakları iş birlikleriyle Azerbaycan’la beraber tüm coğrafyada başarılı olacaklarını kaydetti.

Esim, ” 296 milyon nüfusa sahip, 400 milyar dolar ithalat yapan coğrafyada Azerbaycanlı kardeşlerimizle etkin olacağız ve tecrübelerimizi paylaşacağız. Azerbaycan ve Türkiye’nin geleceği çok parlak. Azerbaycan’a ciddi yatırım yaparak, bu ülkenin içerisinde oluşturacağımız modellerle ihracat atağına kalkarak Azerbaycan’ın tarım, turizm ve teknoloji ayağını garanti altına alması için çalışmalarımızı devam ettireceğiz” 

Geldiğimiz günde bu hedeflere uygun olarak iki ülkenin bilişim firmaları arasında ne yazık ki beklediğimiz hedefleri yakalamakta özel sektörde biraz yavaş davranıldığını gözlemliyoruz. Azerbaycan’lı bilişim firmaları ile birlikte teknoloji geliştirmenin önemine 2016 yılının Aralık ayında yani 6 yıl önce vurgu yapmış olmakla birlikte her iki tarafın bu yönde bir sinerji oluşturmakta yavaş davrandığını görmek aslında üzücü. Birbirini rakip olarak görmek yerine bizim ortaya koyduğumuz Co-Opetitive yani dayanışmalı rekabet ile Azerbaycan’ın kalkınmasına ve birlikte bu önemli coğrafyada büyümeyi hedeflemek daha doğru olabilirdi. Türkiye’nin savunma sanayisinde elde ettiği başarı ve yazılım ihracatında 2014 yılında başlattığımız çalışmaların ülkemizi önemli bir sıçrama noktasına getirdiğini görmek mutluluk verici. Buradan Baykar gibi kendini kanıtlamış sektörün gurur duyduğu firmaların mesela uçan araba gibi bir ürünlerini Azerbaycan’da üretmeleri ve teknolojilerini paylaşmaları bilişim sektöründeki işbirlikleri için muhteşem bir ivme olabilir. Azerbaycan’da binlerce gencin katıldığı Teknofest etkinliğinde  bunu açıklamak inanılmaz bir sinerji oluşturabilirdi, umarım en kısa zamanda böyle bir proje lanse edilebilir.

Öne sürdüğümüz bir diğer önemli kavram olan Smart-Cluster yani Akıllı Kümelenme modeli aslında Oyun Teorisi üzerine kurguladığımız firmaların çalışmalarını coğrafik engellerden kurtarıp Product Proximity (ürün yakınlığı)mantığı ile çalışılan sektörde birbirlerinin çözümlerini tamamlama ve büyük bir proje sunabilme yeteneğini arttırmak üzerine kuruluydu. Aslında Bakü ve İstanbul arasında bu modele uygun bir çalışma platformu oluşturmak, ,işbirliklerini arttırmak, rekabet etmek yerine birlikte üretmek stratejik hedef olabilir.

Bizde firma olarak sağlık sektöründe yıllardır edindiğimiz bilgi ve birikimi aktarmaya doğru bir partner bulabilirsek aslında hazırız. Birden fazla dilde çalışan , bir butonla tüm ekranların mesela Rusça’ya döndüğü ve açık kaynak platformunda en yeni teknolojileri içeren yıllardır Azerbaycan’da kullanılan yazılımlarımız önemli bir işbirliği potansiyeline sahip. Buradan yukarıdaki açıklamalarımı destekleyen bu yaklaşımımı beyan etmek isterim.

Bir Cevap Yazın

Required fields are marked *.