Ülkemizde son dönemde inanılmaz seviyede seyreden fahiş fiyat artışları ne yazık ki serbest piyasa ekonomisinden vurgun piyasasına geçiş olduğunun bir göstergesi olmuştur. İnanılmaz manipülasyonlarla körüklenen fiyat artışları ne yazık ki toplumun büyük bir bölümünü olumsuz etkiliyor. Bunu belki gelir düzeyi yüksek olan kesim görmezden gelebilir fakat bu fiyat artışlarının altında ezilen büyük bir çoğunluğun sesine aracı olmak zorundayız. Artık her gün gittiğimiz marketlerde ve pazarlarda günlük dur durak bilmeyen fahiş ve dayanaksız yüksek kar amaçlı fiyat artışlarıyla karşılaşmaktan bunaldık.
Ülkeyi yönetenlerin ahlaki değerlerin dibe vurduğu acımasız bir vurgun piyasasında artık sisteme müdahale etmemek gibi bir lüksü kalmamıştır. Mikro düzeyde müdahaleler her ne kadar serbest piyasa ekonomisinde kabul görmese de zaten tüm dünyada değişime giden kapitalist sistemin serbest piyasa anlayışı ne yazık ki yerini haksız kazancın yer aldığı bir vurgun vurma piyasasına dönüşmüştür. Bürokrasi artık fildişi kulelerinden ve tribünden sahaya inerek oynanan bu oyuna müdahil olmalıdır. Bu açıdan baktığımızda tahıl, yaş meyve sebze, et ve süt temininde bu konuda en çok öneri getirmesi gereken Tarım Bakanlığı ve bürokratlarının kendilerini ustaca oyunu dışında tutmalarına ve sahaya sorunun sadece fiyat kontrolüne indirgenip Ticaret Bakanlığı’nın sürülmesini izlemeleri manidardır. Buna en yakın bir örnek olarak Et ve Süt Kurumunun akla sığmayacak bir nedenle ürünlere zam yapması, tüm Tarım Bakanlığı bürokrasisinin bunu sadece izlemesi ve sonuç olarak yine çözüm olarak Sayın Cumhurbaşkanının devreye girmesi ve sorunu çözmesini örnek gösterebilirmiyiz? Hele televizyonlarda Et ve Süt Kurumunun özelleştirilmesini buna neden olarak gösteren bilgi yoksunu yorumculara ne demek gerekir anlamakta zorlanıyor insan. Bu bir devlet kurumudur ve Tarım Bakanlığına bağlıdır. Kifayetsiz muhterislerin bol olduğu ülkemizde buna şaşırmamak lazım.
Continue Reading →