Selahattin Esim

Selahattin Esim

Işık Hızında Borsa Oyunları

| 0 comments

Amerikalı yazar Michael Lewis 31 martta tüm dünyada ilgi uyandıran Flash Boys adlı kitabında ileri teknoloji ile Wall Street borsasında 40 milyar dolara ulaştığını iddia ettiği kazancın nasıl elde edildiğini anlatmaya çalışmıştı. Bu ilginç konuda vaktim olduğunca yaptığım araştırmada aşağıdaki bilgilere ulaştım, sizlerle paylaşmak isterim.

Lewis kitabında süper hızlı bilgisayarlar, matematik dahileri olarak adlandırılan “quants” yani quantum fizikçileri tarafından yazılmış kompleks algoritmalar  ve borsaya en yakın mesafede kurulan fiber optik data hatları ile pico saniye bazında hızlarda borsa bilgilerine önceden ulaşarak alım ve satım yapıldığını iddia ediyor. FBI bu kitabın yayınlanmasından hemen sonra bir inceleme başlatarak bu iddianın doğru olup olmadığını araştırmaya başladı. Bu araştırma halen sürüyor. Eskiden elle yaplan işlemlere göre belirlenmiş borsa kuralları geldiğimiz teknoloji devrinde bilgisayarların işlem hızına uygun olarak tanımlanamadığı için haksız kazanç sağladığı iddia edilen yeni düzenin hangi kurallara göre teftişten geçeceği tam bir muamma.

Lewis 2003 yılında yayınladığı “Moneyball” adlı kitapta ortalama bir kapasiteye sahip olan beyzbol takımının rakip takımlar hakkındaki “İstatistikleri” kullanarak nasıl büyük başarılar elde ettiğini anlatmıştı. Spor alanında istatistikleri analiz eden yazılımların gerçekten başarıya giden yolda faydalı olduğunu ve birçok başarılı teknik direktörün bunları kullandığı artık bilinen bir gerçek.

Hızlı bilgisayarlar tarafından kullanılan algoritmalar yardımıyla yazılımlar otomatik olarak bir saniye içerisinde yüzlerce alım ve satım işlemleri gerçekleştirebiliyorlar.  Uzmanların söylemine göre 6 mayıs 2010 tarihinde Dow Jones hisslerinde yaşanan 15 dakikalık çöküşün ve ardından hisselerin tekrar eski değerine yükselişinin sebebini kimse açıklayamamıştı fakat büyük ihtimalle bunun yüksek frekans ticareti yapan süper hızlı bilgisayarların neden olduğu bir operasyon olabileceği tahmin ediliyor.

Bu çöküşle ilgili aşağıdaki linklerden bilgi edinebilirsiniz.

http://en.wikipedia.org/wiki/Flash_Crash

http://en.wikipedia.org/wiki/2010_Flash_Crash

Lewis’e göre yüksek frekans hızında borsa işlemi yapmak haksız rekabet oluşturduğu için cezalandırılmalıdır. Yüksek frekans yani ışık hızında borsa işlemi yapmayı basit olarak şöyle anlatabiliriz. İki  şehir arasında örnek olarak New York ve Los Angeles diyelim iki tane kablo döşendiğini düşünün. Birinci kablo yolların kenarlarına döşenmiş olsun, yani yoldaki kıvrımlara uygun olan bir yol takip etsin. İkinci hat ise direk olarak iki nokta arasında dümdüz döşenmiş olsun. Düz olarak döşenen hattın bundan dolayı hızının diğerinden birkaç milisaniye daha hızlı olacağı muhakkaktır. Borsada işlem yapan bir bilgisayar New York’ta 50 dolarlık Apple hisseleri alınmak istendiğini algıladığında çok hızlı bir şekilde bu hisseleri Los Angeles şehrinde satın alıp bir centlik kar marjı ile bu hisseleri satın almak isteyen New York’taki kişiye satabilir. Bir günde bunun gibi milyonlarca alım satımdan elde edilen kar marjı çok çabuk yükselerek milyon dolarları bulabilir. Burada öne çıkan soru bu işlemi yapan hızlı bilgisayarların yaptıkları işlem acaba yasal mıdır,yoksa bilginin hızlı bir şekilde elde edilip yasal olarak kullanılması mıdır?
Yüksek frekans hızında borsa işlemini savunanlar tarihte Napolyon’un Waterloo meydan savaşının sonuçlarını örnek gösteriyorlar.  Londra’da bir kişinin dışında herkes Napolyon’un bu meydan savaşını kazanacağını zannediyordu. O kişinin adı Nathan Mayer Rotschild idi. Tanınmış ailenin bu bireyi savaşın Napolyon tarafından kaybedildiğini bir gün öncesinden öğrendiği için tüm hisselerini Londra borsasında satarak savaşın sonucundan dolayı çöken borsada tekrar çok uygun fiyata hisselerini toplayarak inanılmaz bir kar etme becerisini göstermişti. Rotschild bu bilgiye kendi özel ulakları aracılığı ile herkesten bir gün önce ulaşarak bu işlemi yapma becerisini göstermişti. Yani tarihte bile bilgiye hızlı ulaşanın kazanması kaçınılmaz bir sonuç olarak ortaya çıkmış oluyordu.

Şimdi bu arguman öne sürülerek “ kim bilgiye ilk ulaşırsa ilk işlemi yapar” kuralı teknolojinin nimetleri kullanılarak yapılan işlemin haksız bir yönünün olmadığı vurgulanmaya çalışılıyor.

Michael Lewis’in kitabının gerçekten kuralları alt üst eden bir içeriğe sahip olmadığı tartışılabilir. Wall Street’in içini dışını bilen birçok uzman zaten ışık hızında işlem yapılan sistemin perde arkasındaki gizemli dünyanın farkındaydı denilebilir. 2013 yılında Hollanda’daki VPRO TV kanalında yayınlanan Tegenlicht adlı belgesel programında bu işlerin perde arkasını çok iyi bilen bir yazılımcı olan Haim Bodek ile yapılan röportajda tüm bildiklerini apaçık anlatması birçok konuya ışık tutuyor.

Haim Bodek şöyle anlatıyor:

“Gelin borsayı verilecek bir konser için gişeden bilet satılması işi ile karşılaştıralım. Bilet satan gişenin önünde uzun bir kuyruk olduğunu düşünün ve sizde bu kuyruğun en önünde olun, yani gişe açıldığı zaman bilet almak için en avantajlı konumda olduğunuzu düşünüyorsunuz. Sizin arkanızdaki kuyrukta aldıkları bileti karaborsada satmak niyetinde olan insanların olduğunu görüyorsunuz. Bu insanlar aynı tişortu giydikleri için siz onların farkına vardınız ve tanıdınız. Bu kişilerin konser verilen salonla sıkı ilişkileri mevcut yani borsa ile. Bunların arasındaki ilişkiler ne olabilir diye bakalım. Belki bunlardan birisinin bir kerede çok sayıda bilet alıp sattığını yani yüksek ciro yaptığını varsayalım. Bir diğeri ise konser verilecek salonun %10 hissesine sahip bir yatırımcı olsun. Bir diğer karaborsacıda bu salondan çok bilet alıp satmasın ama başka bir konser verilen mekanın en büyük müşterisi olsun ve bilet satan salonun yönetiminde yer alıyor olsun.

Bilet gişesinin açılmasını borsada bir hissenin değerinin değişebileceği anla karşılaştırıyorum. Gişe açılır açılmaz karaborsacıların 1 pico saniye içerisinde senin önüne geçtiklerini görünce bunun nasıl olduğunu etrafındaki insanlara sorduğunda aldığın cevap şu oluyor: “Bu işler böyle çalışır, onlar senden daha hızlılar”.

Işık hızında işlem yapılan sistemde en yavaşlar yani emeklilik fonları gibi müşteriler maalesef mağdur olmaktan kurtulamıyorlar.

Yazılımcı Bodek’in anlattığı örnek tam da Lewis’in kitabında anlatılan yüksek hızda ticaret yani ışık hızında borsacılık ile aynı anlama geliyor. Yani hızlı olanın bunu kendi avantajına haksız bir şekilde kullanması ve bazı borsada işlem yapan kurumlara sistemde öncelik tanınması gibi. Michael Lewis’in kitabında zaten bazı uzmanlarca bilinen birşeyi anlatması ve birden popüler olması tabii onun tanınmış bir gazeteci olmasından kaynaklanıyor.
Kitap yayınlanır yayınlanmaz FBI yüksek hızda borsa ticareti soruşturmasını hızlandıracağını duyurdu. Aslında bir yıla yakın bir süredir yaptıkları araştırmada onları en çok zora sokan konu ise hisse alıp satma işlemini insanın değilde çok hızlı süper bir bilgisayarın karar vererek yapması. Lewis gibi whistleblower tabiri kullanılan muhbirler yani yasadışı bir durumu yetkili makamlara bildiren insanlar sayesinde bu bilgiler gün ışığına çıkıyor ve konuşuluyor.

Bu süper bilgisayarlarda yüklü olan matematik dehaları tarafından yazılan yazılımlar yanlış işlem yaptıklarında ise borsanın panik içinde sadece seyirci kalacağı bilinen bir gerçek. En korkutucu olan senaryoda  herhalde bu.

The Wall Street Code adlı belgeseli izleyin , gördüklerinize inanamayacaksınız..

http://www.youtube.com/watch?v=kFQJNeQDDHA

 

Bir Cevap Yazın

Required fields are marked *.