Selahattin Esim

Selahattin Esim

İnsana İnsan Olduğu İçin Değer Veren Sistem Arayışı

| 0 comments

Dünyada komünizmin çöküşünün üzerinden çok fazla vakit geçmeden, vahşi kapitalizm küresel bir krizin pimini çekerek dünya ekonomisine milyarlarca dolar tutarında bir zarar verdi ve bunun sonucunda tüm dünyanın kapitalizme olan güveni kayboldu. Seküler dünya düzeninin ahlaki değerlerinin yozlaşması, acaba bunda rol oynadı mı? Yoksa, kendilerine ödenecek primlerin peşine düşen profesyonel yöneticiler, bunu elde edecekleri her şeyi mubah kıldıkları bir sanal ekonomi yaratma peşine mi düşmüşlerdi? Gelecekte yapılabilecek hayali gelirler üzerine kurulmuş gayrimenkul piyasası şişirilmiş bir balon muydu? Bu ekonomik kazançlara inanan Körfez iş dünyasının hatırı sayılır sermaye sahiplerinin, bir gecede milyar dolarlık yatırımlarının buharlaştığını duymalarının ardından psikolojik çöküntü yaşamaları kaçınılmaz mıydı? Bu sistemin içinde kimler sürekli kazanıyor ve kimler sürekli kaybediyordu, yoksa tüm dünya birliktemi kaybediyordu?

Yaşanan bu ahlaki çöküntülerin sonrasında dünya artık “insana, insan olduğu için değer veren” bir sistemi ve onun getireceği huzuru, mutluluğu, adaleti, hoşgörüyü arıyor. Bu sistemi geçmişte en iyi uygulayan devletlerin içinde ön plana çıkanlar acaba hangileriydi diye kendi kendimize sorabiliriz. Sömürme amacı gütmeden, binlerce kilometre uzaktaki insanlara yardım eden, kendinden olmayana hoşgörü ile yaklaşan, adaleti gözeten bu devletlerin referans aldıkları değerler acaba nelerdi? Böyle bir düzen 21. yüzyıl ve sonrasında kurulabilir miydi? Batı dünyasında maddi olarak inanılmaz olanaklara sahip insanlar, neden her şeylerini satıp daha mutlu olabileceklerini umdukları az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelere göç ediyorlardı?

MÜSİAD tarafından yayınlanan “Yükselen Değer Türkiye” raporundaki yazımın tamamını okumak için aşağıdaki linke tıklayınız..

Yükselen değer Türkiye Araştırma Raporu

Bir Cevap Yazın

Required fields are marked *.