Selahattin Esim

Selahattin Esim

İstanbul Geleceğin İnovasyon Merkezi olacak..

| 0 comments

Geçen hafta Harbiye Kongre Merkezinde EEHİB İhracat Birliğimiz tarafından düzenlenen TET ARGE Proje Pazarı etkinliğimiz çok başarılı geçti. Bu etkinliğin düzenlenmesinden sorumlu olan YK Üyesi arkadaşımız Atilla Eren Bey gerçekten güzel bir organizasyona öncülük etti kendisini ve büyük emeği geçen profesyonel kadromuzu bir kez daha yürekten tebrik ederim.

Bu ödüllü etkinliğe başvuru yapan 500 girişimcinin içinden seçilen 115 girişimcinin ürünleri ve fikirleri dört gruptan oluşan jüri heyeti tarafından değerlendirildi. Online çalışan web tabanlı bir uygulama ile ödüle hak kazananlar otomatik olarak jüri tarafından verilen puanlar ile belirlendi. Harbiye Kongre Merkezinde kurulan 115 stand ile girişimcilerin kendi tanıtımlarının yapılması sağlandı.

 

Medyanın bu tür girişimleri daha çok desteklemesini beklerdim, ama Türkiye’nin gündemi ülkenin enerjisini aşağı çeken haberler ile dolu ve ne yazık ki TET ARGE Proje Pazarı gibi gönüllü bazda yapılan çok güzel bir girişim hak etmiş olduğu ilgiyi göremeyebiliyor.

Bu etkinlikte düzenlenen son panelde Chicago, Rotterdam ve İstanbul şehirlerinin inovasyon gelecekleri konusu işlendi. Bende bu panelde katılımcı olarak İstanbul’un gelecek vizyonunu çizmeye çalıştım.

MTE_9055 (Custom)

 

Bu panele özel olarak davet ettiğimiz Chicago’dan Serhat Çiçekoğlu ve Boston’dan 8 milyar dolarlık yatırım çeken inovasyon merkezi olan Cambridge Innovation Center’i temsilen katılan Rotterdam CIC Genel Müdürü Dr. Marcus Fernhout inovasyon ile ilgili değerli görüşlerini açıkladılar.

MTE_9058 (Custom)

Ben İstanbul’un geleceğinin çok parlak olduğunu ve önümüzdeki 20 yıl içerisinde bu coğrafyanın iş merkezi haline geleceğini düşündüğümü söylerken bunu aşağıda sayacağım  bazı temellere dayandırdığımı açıkladım:

  • İstanbul’a yapılan 3. havalimanı bu coğrafyada İstanbul’u bir bağlantı merkezi yapacak
  • THY’nin yaptığı direk uçuşların sayısının artması ticaretin artmasına katkıda bulunacak
  • 3. köprü ile Kazakistan, Bakü,Tiflis,Kars,Erzincan üzerinden hızlı tren ile 3. havalimanına trenyolu ile kargo transfer yolunun açılması ve İstabul’un bir kargo merkezine dönüşmesi
  • Uluslararası arenaya çıkabilecek birden fazla dil konuşan, iyi eğitim almış genç nüfusun çoğunluğunun İstanbul’da konsantre olması (diğer şehirleri kesinlikle küçümsemiyorum, mesela Fırat Üniversitesi için ayrı bir başlık açmak isterim)
  • Türkiye’nin uluslararası enerji koridorunda yer alması

Panelde üzerinde durduğum diğer bir önemli konu TETSOFT Smart Cluster(Akıllı Kümelenme) hakkında bilgi vermek oldu. TET bünyesinde geliştirdiğimiz bu konsept ile ülkemizin yazılım ve bilişim ihracatını arttırmak için önemli bir proje geliştirdiğimize inanıyorum. Türkiye’nin gündemine soktuğumuz birkaç önemli terimi burada tekrar belirtmek isterim.

  • Competition yerine Coopetition yani rekabet ederken birlikte proje geliştirme kültürünü geliştirmek
  • Bilişim Müteahhidi ile yurtdışında büyük projelere talip olacak bir ekosistem geliştirmek
  • Etik değerlere önem veren ve kaliteli ürünleri olduğuna inandığımız firmaların ihracat yeteneğini geliştirecek bir ekosistem(Smart Cluster) geliştirmek

Girişimcilere bizi yakından takip etmelerini ve Smart Cities ihracat ana teması ile yapacağımız çalışma içinde yer almak için bize başvurmalarını önerdim. Panelden sonra 4 firma bu konuda direk bana gelerek bu çalışma içinde yer almak istediklerini belirttiler, bu heyecan veren güzel bir gelişmeydi. Ülkenin dört bir yanından heyecanla fikirlerini anlatmak üzere gelen girişimcilerimizle gurur duydum. Onlar bu ülkenin geleceği ve en önemli sermayesi.

İnovasyon yapabilmek için ise girişimcileri sonuna kadar destekleyen kati teminat sistemi üzerine dayalı olmayan proje finansman sisteminin acilen devreye sokulması artık kaçınılmaz. Ülkemizde maalesef inovasyonun bir deneme yanılma metodu sonucunda ortaya çıkacağı pek bilinmiyor. Mükemmel fikirlere deneyerek, hata yaparak ulaşabilirsiniz. Tim Harvord’un Adapt: Why Success Always Starts with Failure başlıklı kitabını mutlaka okumanızı öneririm.  Girişimcilerin ilk fikirleri tutmayabilir ama ikinci fikirlerinin de tutmayacağı konusunda bir garanti verebilirmisiniz? Bırakın denesinler ortama uyum sağlayanlar ve fikirlerini hayata geçirip satma becerisi kazananlar inovasyonu tetikleyeceklerdir. Bu girişimcileri tolere edip tekrar destek veren bir eko sistem kuramazsak boşuna kürek çekmiş olacağız. Maalesef ülkemizde bir fikri tutmayan girişimci hemen başarısız olarak damgalanıp bir kenara itiliyor. Bütün sorun burda. Halbuki her başarısızlık bir başarı öyküsü içeriyor.

Hazreti Mevlana sanki inovasyon yapanlar, yeni fikirleri olan girişimciler için yüzyıllar öncesinden ne güzel buyurmuş:

Mevlana

Cambridge Innovation Center’i ziyaretimizde 8 Milyar dolarlık yatırımın ne kadarının başarısız girişimciye yatırıldığını sorduğumuzda aldığımız %80-85 civarındaki rakam gerçekten şaşırtıcıydı.Fakat başarılı olan diğer yüzde milyar dolarlık inovasyon üreterek yatırılan finansmanı çarpan etkisi ile bir geri dönüşüm sağladığı da hemen arkasından belirtildi. Yatırım sermayesinin bölünerek çarpan etkisi yaratması metodu bizim pek alışık olduğumuz bir sistematik değil. Bizde %100 güvence altına alınmış hiçbir riski olmayan ipotekle, kati teminatla sunulmuş aldatmaca bir risk sermaye sistemi var. Bu yatırımı bizim gençlerimize yapsak aslanlar gibi bu ülkeyi uçururlar ben onlara bu derece inanıyorum. Bugüne kadar bu destekler hep devlet tarafından geldi. Crowd funding, melek yatırımclık , venture capital gibi finansman kaynaklarının daha fazla hareket geçmesini bekliyorum. Sermayesi olan insanların inovasyon yapan girişimcilere nasıl yatırım yapacakları hakkında uygulamalı eğitim veren sivil inisiyatiflerin daha çok artması gerekiyor. Bu boşluğu şu anda İstanbul’daki cafe ve restoran gibi yatırımcı ile fikirleri olan insanların buluştuğu belli mekanların doldurduğunu biliyorum. Özel sektör bankacılığı da artık inovasyon içeren fikirlere finansman sağlayacak bir sisteme geçmek zorunda. Kredilerdeki bu yüksek faiz illetinden kurtulmadıkça ülkenin önü açılmayacaktır, bu böyle biline. Japonya girdiği 20 yıldır süren resesyondan kurtulmak için NIRP(Negative Interest Rate Policy) fikrini herhalde keyfinden uygulamaya sokmuyor, çünkü proje ve fikir üreten girişimciye son derece ihtiyaçları var.

Hayalini kurduğum bir diğer konu ise Cambridge Innovation Center gibi Android’in geliştirildiği eko sistemler ile birlikte ortak çalışabileceğimiz platformları oluşturup ülkemizi İstanbul üzerinden dünyaya açmak. Her şeyi kopyalayabilirsiniz, en güzel ofisleri yapabilirsiniz ama inovasyonu itekleyen işin ruhunu kopyalamak mümkün değil. Bunun içinde dünyanın en iyileri ile birlikte çalışmak zorundayız.

İstanbul birileri istese de istemese de geleceğin yıldızı parlayacak kadim şehri olacak, gençlerimizin buna inanmalarını ve buna uygun stratejiler geliştirmelerini öneririm. Şampiyonlar ligine çıkacakmış gibi sıkı çalışsınlar, kaslarını geliştirsinler. Bir kez olmayınca inatla bir kez daha denesinler, sonunda mutlaka istediklerine ulaşacaklardır.

Panelde verdiğim mesajların taa kültürlerin mozaiği şehir Mardin’den algılanmış olması ise benim hep inançla arkasında durduğum gibi ülkemizin potansiyelinin ve Smart Cluster konseptinin dokunduğu sinir uçlarının apaçık bir belirtisi, aşağıdaki haberi sizinle paylaşmak istedim.

http://www.mardinlife.com/TET-Proje-Pazari-Ve-Mardinli-is-Adamindan-ilhamlar-yazisi-2884

 

Bir Cevap Yazın

Required fields are marked *.