Selahattin Esim

Selahattin Esim

Yükselen Değer Türkiye

| 0 comments

Geçenlerde TRT de ocak ayından itibaren yayına girecek olan “Yükselen Değer Türkiye” programı için bizimle röportaj yapılacağı bildirilince biraz şaşırdım.  Açıkçası bir sene önce Türk Kamuoyuna MÜSİAD olarak sunduğumuz bu araştırma raporunun hakettiği ilgiyi görmediğini sürekli düşünüyordum. Sayın Başkan bu röportajda benimde olmamı özellikle istemiş, bu nezaketi için kendisine teşekkür ediyorum. Program yapımcıları bizim raporumuzu bu programın yapımında kılavuz olarak ele aldıklarını ve büyük bir heyecan duyduklarını belirtince açıkçası bizde heyecanlandık.

 

“Yükselen Değer Türkiye” raporunu hazırlarken ülkemizin önüne tarihin getirdiği fırsatlardan, ekonomi,dış siyaset alanındaki başarılarımızdan ve kültürümüzün giderek ilgi odağı olmasından kaynaklandığını düşünerek yola çıkmıştık.

Türkiye’nin son dönemlerde ekonomisi inanılmaz bir performans gösterince; buna bağlı olarak Türk insanının da itibarı aynı derecede artmaya başladı. Şu anda, vizesiz seyahat edebileceğimiz ülke sayısı 67 oldu ve her geçen gün bu liste büyüyecektir.  Dünyanın en büyük 17. Ekonomisi olmayı başarmış bir ülkeyiz. 2000-2010 yılları arasında dış ticaret hacmimiz %265 lik bir artışla 82,3 milyar dolardan 300 milyar dolara yükselmiş.

Yükselen Değer Türkiye raporunu indirmek için aşağıdaki linke tıklayınız…

YUKSELEN DEGER TURKIYE

http://www.youtube.com/watch?v=99nYRSpqqFg TRT’de yayınlanacak program tanıtımı

 

MÜSİAD olarak hazırladığımız ikinci bir raporda 2023 hizmet ihracatı hedefi olarak 125 milyar doları öngördüğümüzü belirttik. Bunu söylerken Türkiye’nin hizmet sektöründeki birikiminin halen yeterince ihraç edilmediğini rahatlıkla söyleyebilirim. Yurtdışına rahatlıkla ihraç edebileceğimiz hizmet sektöründen bir kaç örneği şöyle sıralayabiliriz:

  • Otelcilik sektöründeki yönetim tecrübemiz
  • Bilişim sektörünün 50 milyar dolarlık değerlendirilmeyen kapasitesi
  • Finans ve sigortacılık
  • Türk Mutfağı ve tanıtımı yapılmamış Türkiye’de üretilen birçok ürün
  • Ulaşım, eğer İstanbul bir hub olursa THY dahada büyüyebilir
  • Eğitim, üniversitelerimiz yurtdışından çok sayıda öğrenci alabilir
  • Sinemacılık sektörünün çok büyük potansiyeli var
  • Türk CEO’lar çok daha fazla ilgi görecek
  • Fuarcılık ve buna bağlı birçok sektör

Türk Sanayicisi artık kendi otomobilini,uçağını üretmelidir. Bu özgüvene sahip olmalıdır. Eğer Kayseri’de kurulu olan tayyare fabrikası kapatılıp kullanılan yüksek kalitede aluminyum tencere fabrikasına satılmasaydı kendi uçağımızı çoktan yapmış olacaktık.

Türkiye, genç nüfusu, kültürü, dinamik ve vizyonu olan siyasi liderleri ile zaman geçtikçe bir çekim merkezi haline geliyordu. Artık bütün dünyada ve bu coğrafyada bir şeyler değişiyordu ve bu değişime en hızlı ayak uyduran ülkelerin başında Türkiye geliyordu. Türkiye, becerikli işadamları ile kuralları neredeyse tepetaklak ediyor ve tam bir “Çılgın Türkler” dönemi başlıyordu. Türkler; bitmeyen projeleri bitiriyor, kaliteli iş yapıyor ve en önemlisi de sözlerinde duruyorlardı

Türkiye bunları yaparken kesinlikle AB’ye sırtını dönmüyor ve iddia edildiği gibi eksen kayması yaşamıyordu. Bu konuda, Türk dış siyasetinin samimi olmadığını kimse söyleyemez. Türkiye, büyük bir coğrafyada tarihi bir mirası olduğundan yola çıkarak çekim merkezi olmaya ve bunu çok akıllı, dengeli bir şekilde yapmaya çalışıyor.

Şimdi, komşuları ile “Sıfır Problem” stratejisini üreterek “Yükselen Değer” olan Türkiye’nin başarısının Türk insanının hoşgörüsü ve kendinden olmayanı kabullenme kültürü olduğunu söyleyebilir miyiz? “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” diyen kültürümüz, bugün bir çekim merkezi haline gelmeye başladı. Kültürel değerlerimiz, tekrar tarihi itibarını bulmaya başladı.

Sayın Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu Müsiad tarafından 1994 yılında organizasyonu yapılan  Türkiye Gönüllü Teşekülleri Vakfının genel kurulunda kendisini Malezya’da eğitim verdiği üniversiteden çağırıp hazırlattığımız 21. Yüzyılda Türkiye’nin hedefleri başlıklı tebliğinde daha o günlerden bugün uygulamaya soktuğu dış siyasetin işaretlerini vermişti. Bu tebliğ MÜSİAD gibi saygın bir STK’nın elde etmiş olduğu saygınlığın ülke sorunları hakkında çok önceden ortaya koymuş olduğu vizyoner çözüm önerileri ve raporlardan kaynaklandığının en büyük kanıtıdır.

İnce Güç kavramını ilk olarak 1980 li yıllarda kullanmaya başlayan Joseph Nye uluslararası ilişkilerde ekonomik ve askeri yığınak yapmanın ötesinde farklı güç biçimlerinin bulunduğu düşüncesinden hareket eder. İstenilen bir şeyi elde etmenin ikna yoludur  “İnce Güç”. Bunun için inandırıcı argümanlar ve rasyonel politikalar üretilmesi gerekir. Bir ülkenin kültürünün,siyasi fikirlerinin ve politikalarının çekiciliğini ifade eder. Sayın Başbakanımızın geniş bir coğrafyada kabul görmesinin sebebi sahip olduğu ve dile getirdiği değerlerdir. Kendisi bu konuda samimi olarak görüş belirtmekte ve insanlık namına bazı söylemleri cesaretle dile getirmektedir. Sadece sokaktaki adam değil entellektüeller bile bu söylemlerin samimi olduğuna inanmaktadırlar.

Avrupa ülkelerinde, artık kendi kültüründen olmayana karşı sıfır toleransın gittikçe daha kuvvetli bir şekilde yer bulduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Hollanda, Danimarka, Almanya, Fransa gibi ülkeler, artık yabancılar için yaşanabilir ülke olmaktan çıkma yolunda hızla mesafe kaydediyorlar. Aşırı milliyetçi ve ırkçı partiler eskiden parlamentoda bir milletvekili bulundururken artık bu partilerin desteği olmadan hükümet kurulamıyor. Bu partilere söylendiği gibi eğitimsiz değil yüksek eğitimli insanlar dahi oy atıp görüşlerini desteklediklerini beyan ediyorlar.

İslamofobia bir ön yargıdır. İslam inancına sahip olan insanlar barışçı,mütevazi,kötülüklere iyiliklerle karşılık veren ve herkesi kucaklayan insandır. Hz. Mevlana bu yüzden tüm dünyada kabul görüyor, bu yüzden Yunus Emre’nin kitapları İsrail’de en çok satan kitaplar listesine giriyor. Bizim “İnsana İnsan Olduğu için Değer Veren” anlayışımız dinimizden kaynaklanmaktadır.

Türk Modacıları,Türk Mutfağı,Yunus Emre,Türk dizileri geniş bir coğrafyada ilgi görüyor . Yurtdışındaki Türk Okullarının başarısınıda burada zikretmemiz gerekiyor. Bu muhteşem hizmet geniş bir coğrafyada Türkiye ile gönül bağı olan insanlar yetiştiriyor. Tanzanya’da Klimanjaro dağının eteklerinde Türk bayrağını bir okulda dalgalanırken görmek insana inanılmaz bir duygu yaşatıyor. Bu okulun soğuk hava dolapları Türkiye’den gelen bağış olarak gönderilmiş gıda malzemesi ile bizim insanımızın cömertliğini ispatlarcasına doluydu.

Sonuç olarak geldiğimiz süreçte, Türkiye’nin, önündeki bu tarihi fırsatı değerlendirebilmesi tüm ülkenin birimlerinin, birbirine inanmış ve birbirine kenetlenmiş takım ruhu ile hareket etmesi ile olacaktır. Demokratik süreç içerisinde bu ülkeye hizmeti kendine ideal edinmemiş ekiplerin başarılı olması mümkün değildir diye düşünüyorum.

“Kendini bil,” İslam’dan, Zen’e kadar tüm dini inançların ortak emridir; “yiğit,” benliğinde var olduğundan kuşkulandığı korkaklıkla yüzleşendir. Korkuyu, Allah inancı yok ederken, “yiğit,” yüreğindeki savaşçıyı uyandırır, umutsuzluğu ve korkuyu ilkesel olarak reddeder.

Büyük Hukukçu ve İlim adamı Ebül’ Ula Mardin’e “Ahlaklı kimseyi nasıl tanırsınız?” diye sormuşlar, “ Kuranın manasına ve anlamına göre hareket eden kişi olup olmadığına bakarım” demiş. Bu muhteşem Hoca’nın görüşüne katılmamak mümkünmü?

Büyük zorluklarla karşılaştığımız halde yolumuzdan dönmeyip raporu kasım 2010 yılında bitirerek Sayın Başbakanımıza IBF kongresinde Başkanımız tarafından takdim edebilmiştik. Burada Sayın Başkanın bu rapora verdiği destek ve Başkanlığını yaptığım Araştırma Komisyonu Üyelerinin çok değerli katkıları , Başkan Yardımcım Mehmet Yalçıntaş’ın gönülden desteği,Komisyon Çalışanlarının insan üstü çabaları, raporun editörlüğünü yapan Doç.Dr. Ali Resul Hocamızın vizyoner yaklaşımı, geceleri dahi mesaisini harcamaktan çekinmeyen Genel sekreter Eyüp Vural Aydın Beye  teşekkürü bir borç bilirim. Gece gündüz demeden bu raporun hazırlanmasına emeği geçen Komisyon Profesyonel kadrosundan Yavuz Türk,Hüseyin Kahraman,Abdullah Serenli,Hakan Kurt,Mustafa Özey kardeşlerimede sonsuz teşekkürlerimi tekrar belirtmek istiyorum.

Bir Cevap Yazın

Required fields are marked *.